11 Mart 2016 Cuma

Until Dawn

Until Dawn, son zamanlardan oynadığım - hatta uzun zamandır oynadığım - en iyi korku oyunu. İnteraktif bir şekilde ilerleyen hikaye sonlara doğru kalp krizinin eşiğine gelmeme neden oldu. Hele ki Sam karakteri olarak oynanılan son bölümde kaskatı kesildim diyebilirim. Oyunun hikayesi 10 arkadaşın  - Hannah, Beth, Chris, Ashley, Matt, Michael, Jessica, Samantha, Emily ve Josh - bir dağ evinde geçirdikleri bir geceyle başlar. Michael'a aşık olan Hannah'ya şaka yapmak isteyen arkadaşların bu şakası ters teper ve Hannah utanç içinde evden koşarak kaçar. Hannah'nın ikizi olan Beth de peşinden gider ve eğlenmek adına yapılan bu şaka Hannah ve Beth'in ölümüyle sonuçlanır. Aradan bir sene geçer ve Josh - Hannah ve Beth'in kardeşi - grubu yeniden bir araya getirip, kötü olayların üzerine bir perde çekmek adına, herkesi yeniden dağ evine davet eder. Dağ evine gelen bu grup arasında garip olaylar yaşanmaya başlar, fakat olanlar sadece evdeki şeylerle sınırlı değildir... 



Hikaye, grafikler, korku öğeleri, soundtrack, karakterler, oynanabilirlik, kısacası oyuna dair her şey harika. Bir korku oyunundan beklediğim her şeye sahip ve bunların başında tabiki beni ne kadar gerebildiği geliyor ve de gore seviyesi. Until Dawn bunu gereğinden fazla başarıyor. Tabiki bir takıntılı olarak yine ille de herkese oyunun sonuna kadar yaşatacağım mottosuyla hareket ettiğim için ve daha ilk dakikadan Ashley'yi yaptığım aptal seçimle (spoiler: o kadar korku filmi izlerim hala sesi takip etmemem gerektiğini öğrenemediysem yuh bana) öldürdüğüm için, oyuna yeniden başladım ve ikinci oynayışımda kimseyi öldürmeden sonuna kadar getirmeyi başardım. Sanırım gerim gerim gerilmemde bu çabamın da bir etkisi olabilir; çünkü şöyle ki oynanabilirlikte hızlı seçim tuşlarının olduğu ve oyun kolunu kıpırdatmamanız gereken yerler var, işte oralar her an kalp krizi geçirme tehlikeleri taşıyan kısımlar. Tabi bunun üzerine bir de karşınıza çıkan seçimler oluyor ki yanlış seçim karakterinizin ölümüne neden olabilir, şayet oyun "kelebek etkisi" meselesiyle ilerliyor. Yani yapılan her seçim bir sonraki seçimi ve oyunun gidişatını etkiliyor.


Tekrar tekrar oynanabilir mi emin değilim çünkü ikinci, üçüncü oynayış için ilk kısımları sıkıcı olabilir; ama oyunu bitirdikten sonra bölümlere ayrı ayrı giriş yapabilme imkanı sunuluyor. Böylece asıl heyecan kazanan 5 ya da 6. bölümden sonra tekrar oynamak eğlenceli olabilir. Belki bu sefer de herkesi öldürerek oyunun sonuna ulaşmayı denerim, ya hep ya hiç. Ayrıca favori karakterimin Samantha, en sevmediğim karakterin de tabi ki kaltak Emily olduğunu söylemeden geçemeyeceğim (ki oyunun terapi seansında geçen bölümlerinde buna benzer bir bölüm yok değil).  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder