American Horror Story'nin beşinci sezonu olan Hotel, Hotel Cortez isimli otelde geçen bir vampir/hayalet hikayesi anlatıyor. Tema olarak birinci sezona benzese de karakter zenginliği ve gore doygunluğu açısından birinci sezonu geçiyor fakat kendi içindeki hikaye kopuklukları ve düzensizlik açısından sonlara doğru tökezlemeye başlıyor. Birinci sezon olan Murder House'la ve üçüncü sezon olan Coven'la bağlantılar da taşıyan Hotel, gidişhatının aksine, korkunç olmayan hatta bir o kadar da komik, ve kan seviyesi yerlerde bir finalle son buldu. Ryan Murphy'nin dediğine göre bu sezon "bağımlılık" konseptiyle ilgili olduğu için son bölümde de Hotel Cortez tüm karakterlerin içinde bulunduğu bir rehab olarak resmedilmiş (alıntı için link).
Hotel sezonunun en büyük sorununa bakacak olursak, hikaye anlatımındaki kopukluklar olduğunu görüyoruz. Karakterlerin şatafatlı görüntüsü ve sezon boyunca süregelen bir stil göz boyamasıyla, hikaye örgüsü çok güzel örtülmüş olsa da, bölümler ilerledikçe tam bir şeye tutunmuşken bir sonraki bölümde elimizden gittiğini ve ortaya yeni bir şey atıldığını görüyoruz. Countess'in hikayesini mi dinleyelim, Ten Commandment Killer ve ailesinin mi, Liz Taylor'ın mı, Sally'nin mi, Iris ve Donnovan'ın mı? Ortada bu kadar çok hikaye ve karakter varken, her biri ayrı ayrı işlenilmeye çalışıldığından, belki de yüzeysel bırakılmak istenilmediği için bu yapıldı bilemiyorum, ama, bu yöntem karakterlerin derinleşmesini engellemiş. Bir de bunlar yetmezmiş gibi Coven sezonundan karakterler dahil edilmiş. Sanırım Ryan Murphy, Hotel'in almış olduğu iyi yorumlardan dolayı bir derinlik sarhoşluğu yaşıyor olacak ki, çok iyi giden diziyi sonlara doğru karmaşanın içinde boğmuş.
Hotel'de sevdiğim noktalar ise, gerçekten her ne kadar hikayeanlatımı sorunları, ve referansa boğma çabası olsa da, başlarda temelinde olarak düşündüğüm vampir hikayesine tutunmuş ve bırakamamış olmam - tabi bunda Lady Gaga'nın varlığının da büyük bir etkisi var. Anlattığı vampir hikayesi, flashbacklerı (mesela Ramona Royale karakterini anlatırken istismar sineması zamanlarına dönüş) ve yan karakterleriyle oldukça başarılı ve yalnız başına yol alabilecek temellere sahip bir hikaye. Bunun içine Ten Commandment Killer hikayesi sokulmasa - zaten Dexter ve Seven çakması - vampir karısı ve çocuğuyla kalan bir baba figürü olarak işlenmiş olsa, çok daha güzel yerlere taşınabilirdi. Liz Taylor ve Countess'in ilişkisi, Countess ve aşığı Donnovan'a oradan da Donnovan'ın annesi Iris'e bağlanabilirdi. Tabiki dizinin en iyi karakterlerinden biri olan, Countess'in eski kocası, süper seri katil Mr. James March'ı unutmamak gerek. En keyif aldığım sahneler kendisine ait olabilir. Countess ve onu temele oturtursak Hotel bir başyapıt olabilirmiş.
American Horror Story Hotel'in "iyi" bir dizi olarak bitebilmesi için bu kadar dallanıp budaklanmaması gerekiyordu. Mesela o Devil's Night bölümleri ne saçma gereksiz ayrıntı. Vampir hikayesi mi anlatacaksın, hayalet mi, seri katil mi, bi karar ver sevgili Ryan Murphy. Scream Queens de bir fiyaskoydu zaten, hem slasher türünden dizi mi olurmuş, uzadı ve baydı işte.
(Ramona Royale'in vakti zamanında çekmiş olduğu istismar sineması örnekleri - saygıyla anıyoruz)
Ayrıca Jessica Lange tabiki senin yerini kimse dolduramaz bu kişi Gaga olsa bile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder