22 Nisan 2016 Cuma

Assassin's Creed Unity

Unity, Assassin's Creed serileri arasındaki en kötü oyun diyebilirim. Grafikler ve harita açısından ihtilal dönemi Paris'inde oynamak ve yan karakterler arasında Marquis de Sade'ı görmek çekici olsa da, ana karakterimiz Arno Dorian ve oyun içindeki tüm görevler Paris atmosferinin bütün çekiciliklerini öldürüyor. Çoklu oyuncu gibi yenilikler hiç bir katkı sağlamadığı gibi, görevlerin tekrara düşmesi bu özelliği zaten yiyip bitiriyor. 


Oyunun en kötü yanlarından biri de, karakter özelliklerinin diğer oyunlarda default olarak gelmesine rağmen, bu oyunda upgrade ederek kullanılabilir olması. Ve yine diğer oyunlara kıyasla, oynanabilirliği çok çok kötü. Paris haritasının güzelliği dışında, oyunda sevdiğim bir diğer nokta, Arno'nun modifiye edilebilir özellikleri: kıyafeti ve silahları gibi. Yan görevler, dediğim gibi, tekrara düşüyor ve yeterince ilgi çekici değil. En ilgi çekici yan görevlerin Murder Investigation görevleri olduğunu söyleyebilirim. Cinayet işlenmiş bölgeyi Eagle Vision ile tarayıp, ipuçları toplayıp, şüphelilerle konuşarak katilin kim olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Co-op (yani online oynanabilen çoklu oyuncu görevleri) görevlerinin de anlattığı hikayeler, Fransa'nın ihtilal tarihinde yaşanan ilginç karakterler ve hikayeler olsa da, görev başladığında ana görevlerden ve Paris Stories diye adlandırılan yan görevlerden hiç bir farkı yok.

Black Flag'in ardından Unity tam bir hayalkırıklığı.  

15 Nisan 2016 Cuma

Beyond: Two Souls

Beyond: Two Souls, Ellen Page, Willem Dafoe ve Eric Winter'ın, motion capture kullanılarak baş rollerinde oynadığı interaktif bir action-adventure oyunu. 2013'te ps3 için çıkan oyun, 2015 yılında yeniden düzenlenerek ps4 için piyasaya sürüldü. Oyun, Jodie (Ellen Page) isimli karakterin Aiden isimli görünmeyen varlığıyla sürdürdüğü hayatı konu ediniyor. Oyunu kronolojik ya da karışık sırayla oynama seçenekleri var. Jodie'nin yolculuğu evlat edinildiği aileden başlayıp, paranormal aktivilteler labaratuarından geçip, CIA'e kadar uzanıyor. 


Beyond: Two Souls, oyundansa bir filme daha çok benziyor. Bunda başrollerinde Ellen Page ve Willem Dafoe'nun oynaması ve oynanabilir sahnelerdense, bir oyunculuk performansının sergilendiği sahnelerin daha fazla olmasının büyük etkisi var. Ellen Page'in kendisini ve agresif ergen tavırlarını hiç sevmesem de, ve her oynadığı karakterin aynı olduğunu (agresif ergen karakterler) düşünsem de (Jodie dahil), bunun bir film değil de bir oyun olma fikri Ellen Page'i göz ardı edip, karakterle başka bir açından bütünleşmemi sağladığı için ve buna ek olarak interaktif oyunları extra fazla sevdiğim için, Beyond: Two Souls, bende yarattığı bu tarz negatifliklere rağmen, oldukça keyifle oynadığım bir oyun oldu.  


Jodie ve Aiden olarak, çift oyun koluyla oynanabilirliğe sahip. Zor bir oyun değil, bitirmesi oldukça kolay, çünkü tek yapmanız gereken şey, objelerle etkileşime geçmek. Bu etkileşimler sırasında, her interaktif action-adventure oyununda olduğu gibi quick action event'ler mevcut, bu da demek oluyor ki belli tuşlara verilen belli zamanda basmak gerekiyor. Oyunda yapılabilecek tek zor şey bütün trophy'leri toplamak diyebilirim. Kendime böyle bir amaç belirlesem de All Endings trophy'sini açmak için oyunu (en azından Black Sun bölümünü) bin kere oynamak gerekiyor, bu yüzden belli bir süre sonra aynı şeyleri dinleyip yapmaktan beynim uyuştuğu için bu sevdama bir son verdim. Onun dışındaki trophy'leri toplamak zor sayılmaz, bazıları oyunun akışına göre açılsa da, bazılarını almak için daha önceden vermiş olduğunuz kararların tam tersini vermek gerekebiliyor. Oyun, belki on kere oynamak için değil ama en azından oyunu iki kere oynayıp Beyond ve Life sonlarının ikisini de tecrübelemek güzel olabilir. 


Oyunda gizli yapman gereken görevlerdeki kolay oynanabilirliğe ve senaryonun, haritanın dışına çıkamama zorunluluğuna karşı negatif eleştiriler alsa da bence kimse laf etmesin, sonuçta bu oyunu bir interaktif film olarak düşünmek gerek, o zaman gidin Metal Gear Solid oynayın hiç canınızı/canımızı sıkmayın. Oyundan keyif alabilmek için hikayeye odaklanmak daha hayırlı olacaktır, çünkü hareket kabiliyeti oldukça minimum seviyede. Beyond: Two Souls'un bu gibi durumlardan dolayı burun kıvrılacak bir oyun olmadığını düşünüyorum, sürekli bir yerlerden bir yerlere gidip, belli görevleri yapmaya odaklı oyunların aksine oldukça sürükleyici ve oyuncunun oyunda olma deneyimini güçlendiren bir oyun. 

Bonus: Homeless Ellen Page'in şarkısı, filmin oynanabilirliği konusunda da ufak bir fikir verebilir