Outlast first person bakışlı bir korku oyunu ve hikaye en sevdiğim temalardan biri olan asylum (akıl hastanesi) etrafında şekilleniyor, ama bu heyecan verici başlangıç hikaye ilerledikçe pek de etkileyici olmayan bir sona bağlanıyor. Başlarda yerinden zıplatan, gayri ihtiyarı çığlık attıran korku seviyesi de sonlara doğru bir hayli düşüyor.
Oyunun etkileyici olan taraflarından biri, son zamanların da popüler korku filmi genresı olan "found footage" yani bulunmuş kayıt teması üzerinden ilerlemesi. Neredeyse oyunun tamamını karakterin elinde bulunan kameranın ekranından izlemek zorunda kalıyoruz, çünkü pek çok bölüm karanlıkta geçiyor ve kameranın gece görüşünü açmak gerekiyor. Onun dışında bir diğer hoşuma giden özelliği ise, her ne kadar saklanmak gereken bölümler olsa da, genel olarak saklanma değil kaçma algısı üzerinden ilerliyor. Benim gibi korku oyunlarında saklanmayı beceremeyen bir sabırsızsanız (bkz. Amnesia) Outlast bu açıdan harika bir kurtarıcı.
Oyunun hikayesine gelecek olursak, bir araştırmacı Mount Massive Asylum'da olan garip olayları araştırmak üzere asylum'a yollanır; kameranın olmasının başlıca nedeni, karakterin asylum'da olanları kayıt altına alma gerekliliğidir. Tabiki klasik bir ilerleyiş olarak, karakterimiz asylum'a girdiğinde üzerlerinde deneyler yapılmış olan delilere rastlar. Bunu dev bir yaratığa dönüşmüş bir başka deli, deli rahip, ve sadist bir başka deli izler. Kısacası her taraf deli doludur ve ne yapacakları, nereden çıkacakları, sana saldırıp saldırmayacakları hiçbir şekilde belli değildir. Bir korku oyununda 'jump scare'dan daha iyi ne olabilir ki... Hele de buna kameranın biten pilleri ve onun verdiği uyarı sesiyle birlikte karanlıkta kalma tehlikesinin hissi eklenirse.
Özetle heyecanlı başlayan Outlast, oldukça vasat bir finale sahip ve genel olarak bakacak olursak, tekrara düşen bölümleri ve korkutma efektleriyle sona doğru yaklaştıkça etkisini yitiriyor -ki uzun bir oyun olduğu da söylenemez. Sanırım tek ilgi çekici ve yenilikçi yönü oyunun bir kamera üzerinden ilerlemesi, önceden de bahsettiğim gibi "found footage" film etkisi sağlayan bu yaklaşım, Outlast'i sıkılmadan oynanabilir kılıyor.